Lider!

4 Aralık 2009 Cuma

Bu sezon oynanan UEFA Avrupa Liginde,son zamanlardaki en iyi Avrupa karnesini çıkartmış olan Galatasaray, Panathinaikos'u eli boş göndererek liderliğini kesinleştirdi. Ligdeki kötü gidişatı da olumlu yönde etkileyebilecek bir maç çıkardı. Kötüden kastım,kaybedilen puanlar değil. Oynaması gerektiği gibi oynayamayan bir Galatasaray'ın sahada olmasıydı. Gerçi dün geceki oyunun da beni çok tatmin ettiğini söyleyemem. Keitanın olmayışı,Milan'ın sakatlığı ve Nondanın yetersizliği hücum gücünü düşürünce daha fazlası beklenemezdi zaten.
Maçın ilk yarısın da Arda'nın oyunu hareketlendirmesi sonucu,ofsayt gerekçesiyle iptal edilen bir vuruşu oldu Mustafa Sarp'ın. Ona gol pasını atan Elano,Galatasaray'a geldiği günden beri en istekli oyununu oynadı. Buna rağmen istenilen düzeyde olmadığını düşünenler var. Bu adam Galatasaray'a geldiği zaman ortak bir görüş vardı.Eleno maç çevirebilecek bir adam değil,mücadeleci bir adam hiç değil. Eğer oturmuş bir sistemin varsa bitirici güç olarak çok rahat verim alırsın.Fakat otur(a)mamış bir sistemde Elano'dan istenilen nedir,bu tartışılır.
Benim asıl yetersiz performans gösterdiğini düşündüğüm isim Arda. Bu adam oyuna biraz etki yaptığında neler gerçekleştirdiğini gördük. Fakat son zamanlarda ciddi bir form düşüklüğü var Arda'nın. Dün akşam son zamanlarda ki en iyi oyununu oynamış olsada,biz gerçek Ardayı görmek istiyoruz. İlk yarı çok iyi şeyler yaptı,fakat 60.dakikadan sonra neredeyse sahada yoktu.

İkinci yarıya golle başladı Galatasaray, bu gol Mustafa Sarp'ın saha içinde yaptığı güzel işlerden sadece biriydi. Onun transferine çok sıcak bakmamıştım açıkçası, dolayısıyla bu kadar iyi performans gösterebileceğine de inanmıyordum. Bu güzel oyununa birde hırs eklenince ben kendi adıma zevk alıyorum onu izlemekten. Golden sonra Pana'nın cılız atakları, Kewell-Keita değişikliğiyle bir süre sona erdi. Keita'nın çok net bir şutu vardı aklımda kalan,gol olsaydı gerçekten güzel olurdu. Bizim ikinci golü bulamayışımız onların ataklarının tekrar başlamasına neden oldu. Son dakikalarda kullandıkları serbest vuruşu iyi değerlendirememeleri bizim için şanstı.
Genel olarak bakıldığında temposuz bir maçtı. Gruptan çıkmayı garantilemiş, liderlik için oynayan bir takımdan da fazlası beklenmezdi. Umarım bahsettiğim -herkesin üzerinde konuştuğu- eksiklikler giderilir ve izlemeye doyamadığımız bir Galatasaray olur sahada.

-

Oynanılan futbolun dışında söylemek istediğim bir şeyler daha var. Bu blog işine girdiğimizde, kendi kendime söz vermiştim ultrAslan aleyhine bir şeyler yazmayacağıma dair. Üye olduğum çeşitli forum sitelerinde ne zaman ultrAslan'ı eleştirmeye kalksam oldukça komik tepkiler aldım. Bizim çektiğimiz cefanın yarısını çekmeden nasıl bizi eleştirirsin diyen insanlar bile oldu, ki bu insanlar benim yıllardır arkadaş bildiklerimdi.
Fakat dün geceden sonra dayanamadım, Galatasaray için avrupa maçları önemlidir. Bu ülkedeki her takım için önemlidir ama Galatasaraylılar için bir başkadır. Biz Avrupa maçları sonrası dünya çapındaki yıldızlardan taraftarlara yapılan övgülerle büyüdük. Şahsen ben Avrupa maçlarında tribünleri daha çok merak ederdim. Nasıl bir şov hazırlandı,hangi besteler söylenecek diye düşünürdüm.
Dün gece tribünlerin sesini duymak istemedim. Birileri Ali Sami Yen'i meyhane sanmakta, o kadar anlamsız ve saçma tezahürat duydum ki inanamadım. Kimse farkına varmıyor mu bu tribünlerin halini, kapalı ve açık birbiriyle uyumsuz. 'Anlamazdın' melodisinde besteler falan yapılıyor. Üzülüyorum gerçekten,bu takım bu taraftarı hak etmek için ne yaptı?

0 yorum:

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP