Geri Dönüş
12 Aralık 2009 Cumartesi
Son haftalardaki kötü gidişata bir dur demek gerekiyordu artık. O yüzden Antalyaspor deplasmanından 3 puanla dönmek büyük önem taşıyordu Galatasaray için. Kaç haftadır kaybedilen puanlardan, kaçan fırsatlardan sonra bu hafta Antalyaspor karşısında 2-0 geriye düştüğü maçı 3-2'ye getirerek kazandığı 3 puanla ve maç fazlasıyla hakettiği yer olan liderliğe yerleşti Galatasaray. Şimdi rakiplerin maç sonuçlarını beklemeye başladık. Umarım lider başladığımız haftayı lider kapatırız.
Maça gelirsem, ilk yarıya etkili başlayan taraf Antalyaspor'du. Kuşkusuz bunda buldukları ilk gol ve ardından gelen ikinci golün de etkisi büyük. Galatasaray'ın 13 dakika arayla yediği iki gol de birbirinin neredeyse aynısıydı. Ofsayt mı değil mi tartışmaları bir yana , Galatasaray'ın bu kadar basit goller yemesinde en büyük hata defansın uyumsuzluğundaydı. Bunun en büyük sebebiyse Mustafa Sarp'ın yokluğu, Gökhan Zan'ın sakatlığı ve Galatasaray'ın bu sakatlıklar ve cezalar nedeniyle rotasyona giderek bambaşka bir defans kurgusuyla sahaya çıkmasıydı. Bu uyumsuzluk da 2 tane birbirinden basit gol yenilmesine yol açtı.
Gol yemek demişken Leo Franco'ya değinmemek olmaz. Leo Franco beni her maçta fazlasıyla korkutuyor, özellikle son dakikalarına geldiğinde tek farklı galibiyetle önde olduğumuz anlarda. Defansın da çok parlak olduğu söylenemez, ama bazı durumlarda da defansın yaptığı hataları kalecinin telafi etmesi lazım yaptığı kritik kurtarışlarıyla. Bu maçtaysa Leo'dan çok direkler kurtarıcılık yaptı denilebilir. Direkler de olmasa sonuç ne olurdu tahmin etmek istemiyorum, zira Antalyaspor'un neredeyse yüzde100lük gol pozisyonları oldukça fazlaydı. Maç 2-1'ken sanıyorum Necati'nin direkte patlayan bir gol pozisyonu vardı, o pozisyonun golle sonuçlanmaması ve hemen ardından Galatasaray'ın beraberlik golünün gelmesi maçın kaderini değiştirdi.
İlk yarıyı 2-1 geride tamamlayan Galatasaray, ikinci yarıda oldukça istekli ve baskılı bir futbol oynamaya başladı. Bu futbolun sonucu olarak da önce Elano'nun beraberlik golü ve ardınan Kewell'ın galibiyet golü geldi. Son dakikalarda tıpkı İBB maçındaki gibi Kewell'ın korner olması gereken pozisyonu ve hakemin korner vermeyişi hadisesi tekrar yaşanınca acaba maçın sonu da geçen haftaya mı benzeyecek diye korkmadım değil, ama neyse ki korktuğum gibi olmadı.
Başlığa geri dönüş dedim, ama aslında tek bir geri dönüş olmadı dün akşam. 2-0'dan 2-3'e geri dönüş olmasının yanısıra, Elano ve Keita'nın da geri dönüş maçı oldu Antalyaspor maçı. Elano takıma uyum sorununu atlatmış durumda. Sezon başından beri görmeyi beklediğimiz Elano performansını son bir kaç maçta görmeye başlamıştık, artan formunun bu maçta golle sonuçlanması da oldukça sevindirici oldu. Keita'nınsa ne zamandır ilk11de başlamıyor oluşunun Galatasaray'ın kaybettiği ve berabere kaldığı maçlara nasıl etki ettiğini birkez daha görmüş olduk, özlemişiz Keita'yı. Maç boyunca muhteşem oynaması ve bununla beraber attığı gol bir yana, Kewell'ın golünde yaptığı asist tek kelimeyle harikaydı. Galatasaray'ın 2 farklı mağlubiyetten galibiyete gidişinde Keita'nın payı oldukça büyüktü.
Geçen hafta İBB maçında Ali Sami Yen'de 1-0 öndeyken dahi son 15 dakikaya gelindiğinde topa sahip olma yüzdesi yüzde 20lerde olan ve bunun sonucunda beraberlik golünü yiyen Galatasaray'ın bu sefer deplasmanda, yine tek farklı galibiyetle öndeyken geçen haftaki panik durumundan oldukça uzakta oluşu ve etkili bir futbol oynaması da oldukça sevindiriciydi. Bu kadar sakin ve kendinden emin oynaması da 3 puanı kazandırdı zaten.
Umarım haftaya Gençlerbirliğini de yener ve ilk yarıyı galibiyetle kapatırız.
0 yorum:
Yorum Gönder