Türkler Uçuyor!

1 Eylül 2010 Çarşamba



Dün akşam 12 Dev Adam Basketbol'da bir tarih yazarak uzun bir aradan sonra ilk kez Yunanistan'ı yendi. Ben de o maçta tribünde bulunarak son saniyeye kadar boğazı yırtılırcasına destek veren müthiş Ankara seyircisi arasındaydım, ve rahatlıkla söyleyebilirim ki uzun zamandır bundan daha güzel bir maç izlememiştim.
Basketbol maçı izlemeyi severim. bu sevgim de, bundan 8 yıl önce, daha ortaokul 1.sınıftayken başlayan Kerem Tunçeri hayranlığıma dayanır. Kerem Tunçeri'yi yakından görmek için Efes Pilsen her Ankara'ya geldiğinde maçları izlemeye giderdim, bu da basketbolu sevmeme bahane oldu. Çocukluğumdaki kadar olmasa da hala en sevdiğim basketbolculardan biridir Tunçeri. Dün de şahane oynadı zaten. Kerem Tunçeri hayranlığımı düne bağlayarak maça da geçiş yapmış olayım böylece. Önceki iki maçı televizyondan takip ettiğim için şampiyonada gittiğim ilk maçtı bu. Geçen hafta da Efes Cup maçlarını izlemek için aynı salondaydım ama bu sefer geçen haftaki ortamdan bambaşkaydı Ankara Arena. Salonun çevresindeki elektrik direklerine basketbolculara benzemeyen çarpık bacaklı, milli takım forması giymiş basketbolcu heykellerinin ilginçliğini saymazsak neredeyse dört dörtlük bir ortam vardı. Salonun içerisinde sponsorların aktivite alanları oldukça keyifliydi. Basketbolcuların karton heykelleriyle fotoğraf çektirip bilgisayar üzerinden onlarla şut atma yarışması yapabiliniyor. Anlamlandıramadığım tek şeyse su satarken kapaklarını açıp kapaksız su şişelerini bize vermeleriydi. Amaç sahaya birşeyler atmayı engellemekse isteyen adam kapağı değil şişeyi atar zaten. Kalabalıkta elimizde ağzına kadar dolu ve kapağı olmayan su şişesini dökmeden taşımak büyük beceri gerektiriyordu.


Trafik yüzünden 16:00'daki Rusya-Fildişi maçını kaçırmış olsak da salona girdiğimizde Porto Riko-Çin maçının 2.periyodu yeni başlamıştı. Keyifli bir maçın ardından asıl heyecanımız olan Türkiye-Yunanistan maçı başladı. Önceki gün Sinan Güler başta olmak üzere 12 Dev Adam'ın maça kırmızı giyip gelin çağrısına uyanların sayısı oldukça fazlaydı. Tek tük diğer renkler göze çarpsa da kırmızılar harici diğer çoğunluk da beyaz giydiği için Türk bayrağı gibiydik tribünlerde. Maçın teknik taktik detaylarına çok girmeyeceğim ama bütün takım kazanacağından emin bir şekilde oynuyordu. Özellikle Ersan insanüstü bir performans sergileyerek takımı sırtlayan isim oldu. Bir ara Yunanistan farkı kapatsa da Milliler Yunanistan'ın öne geçmesine izin vermeyerek maçı kazanıp tarih yazan taraf oldu.
Ve Seyirci... Hayatımda hiç bir milli maçta bu kadar inanmış bir seyirci topluluğu görmemiştim. Öyle ki daha ilk yarı sonunda bile sesim gitmiş, zıplamaktan heyecandan yorgun düşmüştüm. Yunanistan'ın defalarca blok yemesine sebep olan, farkı kapattıklarında Milli Takımın öne geçmesini sağlayan salondakilerin destek ve tezahüratlarıydı. Maç içinde belki basketbolculardan bile daha fazla alkış alan tek kişiyse Kemal Kılıçdaroğlu'ydu. Bütün salon alkıştan yıkılırken kamera yanında oturan Mehmet Ali Şahin'i gösterdiğinde başlayan yuhlamalardan sonra kameranın apar topar başka kişileri çekmesiyse görülmeye değerdi :) Maçı izlemeye gelmiş Şahan Gökbakar da kamera onu gösterdiğinde alkışlarıyla karşılık verdi. Gecenin en güzel anıysa maç sonunda bütün salonun 12 Dev Adam önderliğinde "Dağ Başını Duman almış" ı söylemesiydi. Öyle gaza gelmiştik ve öyle mutluyduk ki, salondan çıkarken bile şarkılarla türkülerle inlettik ankara arena'yı. Tabi Yunanistan seyircisine de hakkını teslim etmek lazım. Yaklaşık 150 kişi olmalarına rağmen salonun sustuğu kısa anlarda bile tezahürat yapıyorlardı. Maç sonunda da yenilmiş olmalarıma rağmen Yunanistan milli takımını alkışlayarak soyunma odasına yolladılar. Şimdi sırada Porto Riko maçı var. Bugün ve yarın benim de salonda yerini alacağım Çin maçını da kazanarak 12 Dev Adam'ı İstanbul'a 5te 5 yaparak göndeririz umarım. Yolları açık olsun, onlara güvenimiz sonsuz.

0 yorum:

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP