Ankara gururla uğurladı, Türkiye:87-Çin:40
4 Eylül 2010 Cumartesi
Perşembe günü Türkiye-Çin maçındaydım. Aylar önce şampiyonaya bilet alırken gruplardaki son maça da bilet almamın sebebi liderliğin son maça kalabilme ihtimaliydi ama milli takımın tahmin ettiğimden çok daha iyi bir performans sergileyeceğini düşünememiştim açıkcası. Yine de biletimi başkasına vermek yerine maça gitmeyi tercih ettim, iyi ki de gitmişim. Önceki maçlarının hepsini kazanarak grup liderliğini garantilemiş 12 dev adam'la grupta iddiası olmayan Çin'in maçı görünürde bir formalite maçı olarak görünse de, benim gibi Ankara Arena'ya maçı izlemeye gelmiş basketbolseverler için oldukça önem taşıyordu. Bunun en önemli nedeni de Milli takım'ın Ankara'daki son maçı olmasıydı. Geldiğimize de fazlasıyla değdi ve milli takımı Ankara'dan İstanbul'a uğurlamaya gelmiş binlerce seyirci için oldukça keyifli ve "farklı" bir maç oldu. Zayıf rakibimiz Çin'i Ersan, Kerem Tunçeri, Ömer Onan ve Hidayet'in yokluğunda bile 87-40 gibi farklı bir skorla geçerek hem 5te 5 yapmanın keyfini yaşadık hem de Ankara'dan oldukça mutlu bir şekilde uğurlamış olduk. Tanjevic'in maçlarda neden bu kadar az görev verdiğini anlayamadığım Sinan Güler'in ilk 5'te başlaması da sevindiriciydi. Oynamadığı sürelerin acısını çıkartırcasına tabir-i caizse şov yaptığı maçta Sinan gibi önceki maçlarda çok süre alamamış oyuncular da ne kadar iyi olduklarını kanıtladı.
Bazı yerlerde Ankara seyircisi hakkında olumsuz şeyler okuyorum, ekrandan nasıl görünüyoruz/duyuluyoruz bilmiyorum ama hayatımda gördüğüm en coşkulu basketbolseverlerdik desem yalan olmaz. Açıkcası Çin maçına gelirken Yunanistan maçındaki coşkuyu yaşamayız diyordum ama maç içinde fazlasıyla yanıldığımı gördüm. Yine bir önceki gün Porto Riko maçının geri dönmesini ve son saniyelerde maç gidip gidip geldikten sonra gülen tarafın biz olmamızı sağlayan en büyük etken de seyirciydi desem yalan olmaz. Aynı şekilde Çin maçında da rakibe 40 sayı fark attığımız anda bile bağıran tezahürat yapan binlerce seyirci vardı. En güzeliyse maç sonuna doğru benchteki yedeklere yapılan tezahüratlardı. Kerem tezahüratında Kerem'lerin beraber kalkıp selam vermesi, Tanjevic'in asil selamı, Hidayet'in eliyle duymuyorum işareti yapıp daha yüksek tezahürat yaptıktan sonra gülerek teşekkür etmesi.. ve sırayla bütün basketbolcuların seyirciyi selamlaması çok güzel bir uğurlamaydı. Ve tabi, "Dağ Başını Duman Almış". Maç bittikten sonra ne seyirci ne de takım salondan ayrılmayarak Kerem Tunçeri önderliğinde hep bir ağızdan "yürüyelim arkadaşlar" dedik, yolları açık olsun, finale kadar yürüsünler diye. Şimdi rakip Fransa, İstanbul'da da Ankara'daki gibi seyirci desteğiyle bütün maçları kazanarak finale uzanan yolda rakiplerimizi birer birer geçer ve Dünya şampiyonu oluruz umarım.
0 yorum:
Yorum Gönder