Kâbus
28 Ağustos 2010 Cumartesi
Aslında ne desek boş artık Perşembe akşamki maçtan sonra. Sahadaki ruhsuzların bile hiç bir şey umurunda değilken biz ne diyebiliriz ki? 10 sene önce Real Madrid'i yenip Süper Kupa'yı alan bir efsane olmuşken bugün adını sanını ilk kez duyduğumuz takımlarla bile karşılaşacakken korkuyor olmamız Avrupa Ligi'ne erkenden veda edeceğimizi bir süpriz haline getirmiyordu aslında. Ama böyle trajik bir şekilde elenmeyi de haketmiyorduk. Gerçi, kaçımızın içi rahattı ki 90da gelen golden sonra, düşünmeyen var mıydı "acaba gol yersek" diye. 90da golü attıktan sonra 3 dakika bile galibiyeti koruyamayarak rakibine golü hediye eden bir takım haline geldik. 10 senede gelinen durumun özeti de budur.
Sorumlu? Çok. Transferin bitimine 3 gün kala hala inatla transfer yapmayarak hem takımın, hem de kendilerinin sonunu hazırlayan bir yönetim, kaç maçtır aynı hataları yapmasına rağmen ders almayan ve Avrupa Ligi'ne eylül'de veda etmemizin baş sorumlusu Hakan Balta, zamanında herkes "ondan kaptan mı olur?" derken ölümüne savunduğum ama şimdi bütün bu onu savunduğum günlere lanet ettiğim, takımı sırtlamayı bırak yenilen golden sonra bile hiç birşeyi umursamayan, İstanbul'a döner dönmez taksisine atlayıp evine giden bir Kaptan, ve daha niceleri... En çok da Arda'nın içinde bulunduğu bu durum sıkıyor canımı. Bugün şu an takımdan gitse geri dönüp özlemeyeceğim insanlardan biri haline geldi ya, en başta dediğim gibi ne desem boş.
Olan canını dişine takan Kewell'a, Baros'a, Neill'e oluyor... ve tabi Rijkaard. İçine düştüğümüz durumda en son suçlanacak olanlardan biriyken her sabah uyandığımda "Rijkaard takımdan gönderildi" haberi çıkmış mıdır acaba diye televizyonu korkarak açıyorsam tek sebebi Rijkaard'ın haksız yere takımın içine düştüğü şu durumun en büyük suçlusu olarak görülmesi. Elinde rotasyon yapabileceği bir kadro bile yokken, istediği transferler yapılmıyorken, gelenler de sakatlıkları yüzünden oynamıyorken adam ne yapsın ki? Bu saatten sonra transfer yapılsa kaç yazar zaten. Ha, avrupa'da oynamak yerine Ziraat Türkiye Kupası ve Süper Lig'de oynamayı da kim seçer o da ayrı bir merak konusu zaten. Daha eylül ayına bile gelmemişken "sezon başlamadan bitti "sözünü hiç bu kadar gerçekçi olarak söylememiştim şimdiye kadar. En başta dedim ya, ne desem boş artık.
0 yorum:
Yorum Gönder