Ben her bahar aşık olurum, filizlenir anılarda gururum...

17 Mayıs 2010 Pazartesi



2000 yılında, 11 yaşında bir kız çocuğu olarak şu an olduğu kadar ilgim yoktu futbola. Ama, hayatımda 90 dakika boyunca maç izlediğini görmediğim annemin bile çeyrek final, yarı final maçlarını izlediği bir süreçte benim de maçları izliyor olmam kaçınılmazdı. Daha çeyrek finaldeyken babamın verdiği "kupayı kazanırsanız bayrak ve forman benden" sözüyle onlar izlerken daha bir ilgiyle takip etmeye başlamıştım maçları. İşte bu yüzden, bana futbolu sevdiren dönemdir Uefa Kupasına uzanan o yolculuk.
Ve o gün, o 17 Mayıs günü, maç boyunca televizyon karşısında uyukladıktan sonra uzatmalarda uyanmak, uzatmaları ve penaltıları büyük bir heyecan içinde izlemek ve sonrasında şampiyonluk turuna çıkmak Galatasaray'ın Uefa Kupası'nı kazanmasından daha büyük bir mucizeydi benim için. Uyumaya devam edip kupanın alınışına tanıklık edememiş olsam hayatımın en büyük pişmanlığı olabilirdi herhalde. O günden aklımda kalan en belirgin ansa Parken Stadı'nda futbolcular, Fatih Terim, seyirciler, herkes ağlarken bizim evde de annemin, babamın, maçı beraber izlediğimiz aile dostlarımızın hep birlikte ağlamasıydı. Sevinç gözyaşlarının ne demek olduğunu o gün öğrendim ben.

Değil 10 yıl, 100 yıl geçse bile yine unutulmaz. Yine ilk günkü gibi hatırlanır 17 Mayıs 2000 günü. Kutlu olsun.

1 yorum:

Volvox dedi ki...

Dün gibi.

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP