Hissizleşmek

21 Ekim 2010 Perşembe

Son günlerde yaşadıklarım-yaşananlar-dan sonra öyle bir duygu yoğunluğu ve karmaşası oluştu ki, hissizleştim sanırım artık. Ne düşüneceğimi bilemez durumdayım. Yazamıyorum da o yüzden. Rijkaard'ın gidişiyle ilgili birşeyler yazacak oldum, daha bir kaç paragrafı geçemeden yepyeni gelişmeler oldu; HAGİ geldi takımın başına. O yüzden en iyisi ikisini bir arada yazmak sanırım. Zaten kalbim, mantığım, düşüncelerim Rijkaard ve Hagi olarak ikiye bölünmüş durumda.
Rijkaard'ın sonuna kadar kalmasını destekliyordum. Hiçbir yenilgi de fikrimi değiştirmemişti. Bunu geçmiş zamanda da yazmak ayrı bir zormuş. Artık Rijkaard yok. Kabullenmek zor olacak. Geldiği gün daha dün gibi. Telefonuma gelen Rijkaard gelmiş mesajına öyle inanamamıştım ki, hangi takıma diye cevap vermiştim mesajı atan arkadaşıma. O kadar imkansız, o kadar güzeldi Rijkaard'ın Galatasaray'a gelmesi. Tam da bu yüzden, geldiğine nasıl inanamadıysam gidişine de öyle inanamıyorum.
Dünden beri ne düşüneceğimi şaşırmışken, bugün içinde bulunduğumuz bu durumdan bizi kurtarması için belki de en çok istediğimiz isim geldi. Günlerden sonra ilk kez "Galatasaray adının olduğu yerde umut var" benim için. Kim gelirse gelsin, başımızda Adnan'lar olduğu sürece Hagi başarılı olabilir mi, yoksa sonu Rijkaard gibi mi olur bilmiyorum, ama dedim ya o umut var artık.
Adnan'laraysa söyleyecek söz kalmadı. Rijkaard'ın gidişi, ardından yaşanan kaos, Fatih Terim'in teknik direktörlük teklifi reddetmesi ve daha pek çok şey bardağı taşıran son damlalardı artık. Ama hala, ve ne yazık ki takımda görev alıyor. O istifa etmeyecek kadar yüzsüz olabilir belki de, ama gönderilmiyor olmasını anlayamıyorum. İşte bu yüzden yine aynı şeyleri yaşarız diye korkuyorum. Rijkaard'ın gidişine dayanamıyorsam aynıları Hagi'ye yapıldığında vereceğim tepkinin boyutunu düşünemiyorum bile. Sezon sonu hakkında hiçbir fikrim yok zaten, 2010/2011 sezonunu çöpe atalı çok oldu. yine de Hagi sayesinde şu içinde bulunduğumuz kaos ortamından bir nebze olsun sıyrılabileceğimizi düşünüyorum. Dedim ya, çok karmaşık duygular içerisindeyim. Şimdiye çoktan "Hagi gelmiş LAN. HAGİEEAA!" diye havalara zıplamış olmam lazımdı oysa ki...


Neyse, bu da Rijkaard etiketli son yazım olsun. Çok sevdik seni be Kıvırcık. Biz seni asla unutmayacağız, sen de bizi unutma.

Read more...

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP