30.01.1987

30 Ocak 2010 Cumartesi

İyi ki doğdun Sipsi.
İyi ki varsın,
İyi ki Galatasaray'dasın,
İyi ki Kaptan'ımızsın.

Read more...

Nonda..

28 Ocak 2010 Perşembe

...

Read more...

Gitme Yoksa..

26 Ocak 2010 Salı


Sakatlığının şokunu henüz atlatamamışken gidecek, gidiyor, sözleşmesi dondurulacak haberleri dolaşmaya başladı bir de. Ekşi'de, Galatasaray Sözlük'te Kewell'ın adının yanındaki entry sayısının fazlalığını görünce aklım çıkıyor başlığa girip de "Kewell kesin gidiyor,haber resmileşti" yazısını okurum diye.. Onun parmağına çöp bile batsa bizim canımız yanacakken , uğraştığı talihsiz sakatlığın acısı yetmezmiş gibi kimbilir onu ne kadar çok üzecek olan gidiyor, istenmiyor haberleri çıktı bir de. Kewell istenmez mi ya? O olmasa Baros'suz çıktığımız maçları nasıl kazanırdık veya bu kadar rahat kazanabilir miydik? Kazanılan maçları geçtim, onun sahada olması yeter, hatta onu da geçtim saha kenarında otursa, gülse biz ona "Daddy Cool" tezahüratı yapsak, o yine gülse.. bu bile yeter. Evet, fazla duygusalım. Evet Kewell benim için çok önemli ve evet onu canımdan bile daha çok seviyorum ama herkes ona bu kadar bağlı ya. Yönetimin "Kewell gönderilmeli mi?" diye kuşkuya düşmesi bile saçma geliyor bana. Linderoth'a takıma Kewell'ın yüzde1'i kadar bile katkı yapmamış olmasına rağmen yıllarca şans veriliyorsa, Kewell bu şansın çok daha fazlasını fazlasıyla hakediyor. Gio gelsin isterim tabii ki de, süper transfer olur hatta, ama karşılığında Kewell giderse kim gelirse gelsin hiç kimse tam anlamıyla mutlu olamayacak, eminim. Sezonun son maçında şampiyon olsak, o maçta kupayı kaldıran Aslanların arasında Kewell olmayacak olsa kimin içi burulmaz ki? ben kahrolurum hatta, şu anda bu yazıyı yazıyorken ağladığım gibi ağlarım da. Korkudan gazete okuyamaz halde geldim 2 gündür. Kewell çıksa televizyona sakat değilim ben şaka yaptım haftaya sahadayım dese keşke.. Ya da en azından şu doktor raporu iyi gelse, en fazla 3,belki 4 hafta onsuz kalsak sonra yine dönse sahalara.. of.


Fotoğraf onu en son canlı canlı gördüğüm günden..

Read more...

What a goal!

25 Ocak 2010 Pazartesi




Dün oynanan Cezayir-Fildişi Sahili yarı final maçında kalbimiz Cezayir'den yanaydı kuşkusuz. Keita'yı dört gözle bekleyen Galatasaraylıların duaları kabul oldu ve oldukça heyecanlı geçen bir maç sonunda Fildişi Sahili Afrika Uluslar Kupası'dan elendi. Her ne kadar elenmiş olsa da maça en çok Keita'nın attığı gol damgasını vurdu. Gerçi buna yalnız gol demek haksızlık olur, jeneriklik gol diye tabir edilen cinsten bir gole imza atmış Keita. Aynılarını ve daha güzellerini Galatasaray formasıyla da bol bol görürüz umarım.



videoyu izleyemeyenler için link; http://www.youtube.com/watch?v=xw63OWkSyMw

Read more...

Offf...

22 Ocak 2010 Cuma

Hala inanamıyorum, inanmak istemiyorum. Öğleden sonra otobüs beklerken vakit geçsin diye telefonumla girdiğim internette gezinirken gördüğüm o habere hala inanamıyorum. Bu kaçıncı vukuatı oldu Galatasaray sağlık kurulunun ya. Daha kaç futbolcunun hayatlarını kaydırmaları gerekiyor kullandıkları tedavi yöntemlerinin hiç bir halta yaramadığını idrak etmeleri için! Kimse neden hiçbirşey yapamıyor bu sözde sağlık kurulu hakkında! Daha da ilginci sakatlanalı neredeyse iki hafta olan Kewell'ın sakatlık sebebinin üstünden günler geçtikten sonra anlaşılması hangi akla mantığa sığar ki?? "Sağlık ekibimiz tarafından sporcunun durumu bir bütün olarak değerlendirildiğinde tedavisinin uzun bir sürece yayılacağı tahmin ediliyor" muş. Bunu yazan Galatasaray'ın resmi sitesi. Nasıl bir süreç bu, ne kadar sürecek daha tam hafta bile veremiyorlar! Kimbilir kaç maça onsuz çıkacağız.. off.. Baros'un sakatlık sürecinin uzamasının şokunu atlatamazken şimdi de canımdan çok sevdiğim Harry Kewell'ın içine düştüğü bu durum karşısında ağlamaktan başka hiçbirşey gelmiyor elimden. Resmen çocuk gibi ağlıyorum sakatlığını öğrendiğim andan beri. Umarım en kısa zamanda İngiltere'ye gidip orada başka doktorlar tarafından ve kendi fizyoterapisti eşliğinde tedavi olup tamamen iyileşir ve aramıza yeniden döner. Zira yeni bir Galatasaray sağlık kurulu tarafından açıklanan "sakatlık süreci uzamıştır" açıklamasını kaldırabilecek kadar sağlam bir bünyem olduğunu sanmıyorum pek. Transferler çok güzel, yüzümüzü güldürüyorlar günlerdir şimdi de yenisini merakla bekliyoruz evet, ama kendi içimizdeki düşmana, sağlık kuruluna bir çözüm bulunamazsa daha çok canımız yanacak gibi..

Read more...

Joao Alves De Assis Silva

21 Ocak 2010 Perşembe

Resmen sezon sonuna kadar kiralık olarak Galatasaray'da forma giyecek. Hoşgeldi, iyi ki geldi. Ayrıca; in Haldun we trust! Bu arada Jo'nun gelişi de Linderoth'un gidişi demek oluyor çok büyük ihtimalle, resmi site çökmüş giremiyorum şu anda ama Linderoth'un sözleşmesinin sonlandırılmasıyla ilgili bir haber yok heralde henüz, yakında onu da eklerler sanırım.

Read more...

Aussie Hayranlığı

19 Ocak 2010 Salı


Şimdi açık açık söyleyeyim burada, ben hiç böyle olacağını tahmin etmiyordum Lucas Neill'in.
Elbette daha önce oynadığı maçları izlemiştim, ama onun haricinde ne bir röportajını izlemişliğim vardı, ne de açıklamalarını okumuştum daha öncesinden. Kendisi için yapılan Lu-cash benzetmeleri, daha önce teklif edilen ücretleri az bulduğu için Galatasaray'a gelmediği söylentileri yüzünden kibirli, sorulan sorulara dümdüz cevaplar veren ,onun haricinde hiç konuşmayan biri gelecek zannediyordum. Ama bildiğin Kewell çıktı ya bu Lucas! Bu nasıl bir sempatikliktir, nasıl tatlılıktır. Dün bir açtım GS TV'yi "Merhaba Gealatasiray" diyor adam karşımda Kewell sayesinde iyiden iyiye hayran olmaya başladığım Aussie aksanıyla. Sorulara verdiği sıcakkanlı cevapları dinledikçe de iyice sevdim Lucas'ı. Üstelik Galatasaray'ı Avustralya'da oynadığı yıllardan beri de takip ediyormuş. Tugay Kerimoğlu'dan, Kewell'dan bizim hakkımızda çok fazla şey öğrenmiş. Bugün imza törenindeki basın toplantısında da söylediği gibi Souness'in bayrak dikme olayını bile biliyormuş. En eğlenceli ansa kuşkusuz hangi futbolcuları biliyorsunuz sorusunda ilk Sabri'yi söylemesiydi. Eminim o an benim gibi pek çok kişi gülmekten kırılmıştır. Aussie'ler bile tanıyor sabri'yi, ünlü oldu resmen :)


Türkiye'ye geleli henüz bir gün olmasına rağmen dün söylediği türkçe kelimeler, bugün imza töreninin yapılacağı salona girerken basın mesuplarına "Merhaba" demesi ve tabi "Şampiyon Galatasaray" demesi de takdirimi kazandı. Buraya şimdiden uyum sağlamaya başladığının göstergesi denilebilir Lucas'ın bu davranışı için.
Daha sahada Galatasaray formasıyla görmeden nasıl bu kadar sevebildim aklım almıyor, Aussie faktörü devreye giriyor heralde bu sevgide. Umuyorum ki "şampiyon galatasaray" sözünü mayısta bir daha söyleyebilmek için sahada da en iyi şekilde gösterecek kendini Lucas.

Kewell'ın ne kadar sempatik, şeker bir insan olduğu ortada, görünen o ki Lucas da Kewell kadar sempatik, eğer bütün Aussie'ler böyleyse çok durmam ben Ankara'da , yakında Avustralya'ya yerleşirim! Ayrıca, kırmızı formada çok güzel durmuş 12 Neill yazısı, hazır kırmızı formamın arkası boş duruyorken 12 Neill mı yazdırsam diye düşünmeye başladım bile.

Read more...

Emre Çolak

18 Ocak 2010 Pazartesi


Rakip fazlasıyla zayıftı, maç oynanmadan önce galibiyete neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu, öyle de oldu zaten. Dolayısıyla yedek ağırlıklı oyuncuların maçı oldu Denizli Belediye Spor maçı. Ve bu maçta bir yıldız doğdu; Emre Çolak. 2.yarıda oyuna girdiğinde fazlasıyla gururlanan, penaltı kararı çıktığında Emre Çolak atsın isteyen sadece ben değildim sanırım. Galatasaray formasıyla ilk penaltısını attı, tek gol yetmedi bir tane de frikik golü attı Emre. Gol sonrası yaşadığı sevinç, yüz ifadesi; özellikle Arda abisi'ne sarılırken yaşadığı mutluluk ve gurur çok güzeldi. İkinci golünden sonra kameraların gösterdiği Adnan Polat'ın yüzünde oluşan gurur dolu gülümsemeyse görülmeye değerdi.

Golleri bir yana, ilk maçına çıkmış olmasına rağmen attığı paslarıyla ve tekniğiyle oldukça iyiydi. Üstüne üstlük top ayağına geldiği anlarda oldukça soğukkanlıydı da. Elbette gelişmesi gerekiyor daha, ama daha ilk maçında kendine olan güveniyle, teknik ekibin kendisine olan güvenini boşa çıkarmadığını gösterdi. Sezonun ilerleyen maçlarında onu yedeklerde görebiliriz sanıyorum ki.


Nike bir-iki ay önce ünlü sporcular için bir kitapçık hazırlamıştı, bunun yanında bir de röportaj videolarını yayınlamıştı. Arda'yla yapılan röportajın videosunda Emre'yle yapılan kısa bir sohbete de yer verilmişti. Arda Emre için "yeni starımız olacak ileride" diyorken, Emre de Arda'nın ona ne kadar çok yardımcı olduğunu,nasıl destek verdiğini anlatmıştı. Bu ikilinin dayanışmasını bugün gerek sahada oynanan futbolda, gerekse gol sevinçlerinde gördük, ilerleyen maçlarda da göreceğimize eminim.

Read more...

Daddy Socceroo

15 Ocak 2010 Cuma

Image and video hosting by TinyPic


Fotoğraf Lucas Neill'in eşi Lindsey Morris ve 1.5 yaşındaki ikizleri Toby ve Paige'le Avustralya sahilindeki yürüyüşünden. Neill ailesini en kısa zamanda Ali Sami Yen tribünlerinde de görürüz umarım. Bebekler Neill'in tıpkısının aynısı ayrıca, yerim! :)

Read more...

lucas edward neill

14 Ocak 2010 Perşembe



Galatasaray'da!

Transfer haberinin gün boyu yabancı basında yer alması Lucas Neill transferinin neredeyse kesinleştiğinin kanıtıydı aslında, Galatasaray.org da az önce transfer haberini resmen doğruladı. Öncelikle Haldun Üstünel'e teşekkür etmek lazım, ayrıca hemşerisi Kewell'ın payı büyüktür sanıyorum ki gelmesinde ve takıma alışma süresince de onun yardımları olacaktır.
son olarak Kewell'ın sözleşmesini uzatma yolunda atılan bir adım olarak da görülebilir aussie socceroo'nun transferi. Hayırlı olsun.
Ayrıca, bu ikiliden aynı pozu Galatasaray forması altında da görmek isteriz:)

Read more...

nothing suits him like a suit!

12 Ocak 2010 Salı




Bugün How I Met Your Mother'ın 5x12 yani 100. bölümü yayınlandı. 100. bölümün süprizlerini yazmıştım zaten burada daha önce. Uzun zamandır izlediğim en güzel bölüm oldu, spoiler vermeyeyim şimdi izlemeyenler için, ama şunu söyleyebilirim ki anne ile ilgili büyük bir süpriz olacak bölümde :) Rachel Bilson da hep oynasın ayrıca Himym'de, özlemişim çok. Yukarıdaki video da bölümün en güzel sahnelerinden biri olan müzikal sahnelerinin kamera arkası görüntülerinden. Haftaya yayınlanacak olan 101. bölüm de Neil Patrick Harris tarafından yönetilecekmiş ayrıca, merakla beklemekteyim.

Bu arada, pek yazamıyordum son zamanlarda bloga , finallerim vardı. Dün nihayet son finalime girişimle beraber resmen dönem bitmiş ve yaklaşık 3 hafta kadar sürecek tatilim başlamış oldu. Artık daha fazla yazarım diye umuyorum , bir aksilik olmazsa tabi. Ceyda da görünürlerde yok, tatili başlayınca o da daha sık gelir heralde buralara.

Read more...

just a miracle

5 Ocak 2010 Salı


Bazen düşünüyorum, ben mi abartıyorum bu kadar diye?
Ama hayır ya, abartmıyorum. Sonuna kadar hakediyor o kendisine gösterilen bu sevgiyi, ilgiyi. Bugün kendisine sorulan soruların arasında düğününe çağıran bile vardı!

Galatasaray Tv'de Antalya kampı dönemi boyunca yayınlanacak olan Kamp Günlüğü oldukça eğlenceli başladı bu akşam. Her akşam 2 futbolcuyla röporaj yapılacakmış, bugünün konukları da Harry Kewell ve Elano Blumer'di. Önce Kewell, ardından Elano'yla çok keyifli bir söyleşi yapıldı . Kewell'la yapılan röportaj, Elano'nun "Harry Harry Kewell" tezaüratıyla gelişi, Kewell "You know this is live, right?" dese de Elano'nun muzipliklerine devam ederek Kewell'ı, orada bulunan herkesi ve ekran başındaki bizleri yarım yarım yardırması, yaptığı türlü komiklikler sayesinde daha da eğlenceli bir hale dönüştü. Gidip gitmeyeceği yönündeki soruya da "I don't wanna go" diyerek cevabını verdi Daddy Cool. Sonrasında "But this is not for me, this is mutual thing" diyerek sözleşmesini uzatmayı sadece onun istemesinin yeterli olmadığını, yönetimin de bunu istemesi gerektiğini söylese de aldık mesajı biz. Gitmek istemiyor, yönetim de istemiyordur, biz de istemiyoruz gitmesini, o halde sözleşmeyi imzalasın artık ya, nolur.

Read more...

Koşalım Zaferlere..

4 Ocak 2010 Pazartesi


Antalya Kampı'ndan. Özlemişiz.

Read more...

  © Blogger templates Newspaper by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP